Bu benim dünyam =))

89 yılının Şubat'ından beri ortalardayım,
Kendimce yaşıyorum,
Dünyamda herkese ve herşeye bir yer mutlaka bulunur.



29 Ocak 2011 Cumartesi

KENDİMCE

Alnına yazılanları yaşamaktır hayat ve yaşamak yazmaktır çoğu zaman benim gibiler için. Kimisi yazmayı sevmez, birkaç harf bile yorar parmaklarını. Oysa ben en dar, en vakitsiz hallerimde bile cümle kurmaktan yanayım. Belki beceremiyorum ama olsun. Deniyorum, denemeyi ve uğraşmayı seviyorum.

Kalemlerin dilleri var tıpkı insanlar gibi. Kalemime gelenleri şimdilerde klavyeme döküyorum. Kendimce birşeyler karalıyorum ve hayat buluyorum satırların içinde.

Küçüklüğümden beri kalem ve kağıtlarla dostum. Bazen en iyi onlar anlıyor beni. En sıkıntılı anlarımda yardımıma koşuyorlar, beni rahatlatıyorlar. Yapımın aşırı duygusal olması sebebiyle gün içinde başıma gelen en sıradan olaylar için bile bir şeyler yazabiliyorum. Küçük şeylere büyük anlamlar yüklüyorum kimi zaman. Çünkü hayatın her anını önemsiyorum. Yaşarken kafa patlatıyorum. Hiçbir zaman akışına bırakamıyorum olayları. Bu aceleci tavrım bazen hata yapmama neden oluyor. Ayrıca içi dışı bir birisiyim. Hislerim güçlüdür genellikle ve saklayamam tepkilerimi veya fikirlerimi. Bu hallerimi eleştirdiğim oluyor ara sıra ama değişemiyorum. Ben böyle güzelim.

Yaşam bizim için bir armağan. Akıp giden zamana geri dönemiyoruz ki. Bu nedenle yaşadığım her ana, hayatımdaki her insana önem veriyorum. Bazen inciniyorum. Ayrıntılarda boğuluyorum, kendimi yıpratıyorum. Hatta yeni tanıştığım insanlar için bile bunu yapabiliyorum. Kendime engel olamıyorum. Herkese ve her şeye kucak açan yardımsever bir yüreğim var. Abartıyor gibi gelebilirim ama gerçek şu ki; sevgi doluyum hayat dolu olduğum gibi. Çılgın, ani tepkileri olabilen, duygularını zirvelerde taşıyan ve yaşayan, herkesi sevebilen biriyim. Her insan ayrı bir alemdir çünkü. Gün içinde mutlaka iletişim kuruyoruz insanlarla. İyi ya da kötü. Çünkü insansız olmaz hayat. Kaçamayız ki…İnsanlar her yerdeler. Yaratılan en mükemmel canlı. Klasik sözler yazıyorum evet. Hepiniz zaten biliyorsunuz bunları. Bildiğiniz şeyleri okumanız için zorlamıyorum elbette. Ama okuyarak hatırlamak isteyene kapım açık daima. Ne diyorduk ? Hmm tamam hatırladım; insan mükemmeldir diyorduk. Hataları ve günahları olsa da…

Yaşım küçük ama buna rağmen kocaman bir yüreğim var, abartmıyorum. Yaşlı, genç, sağlıklı, hasta, abla, abi, kardeş, teyze, amca, simitçi, şoför, doktor, avukat, yönetici, bankacı, fizyoterapist, anne, baba, aile, öğretmen, temizlik görevlisi, hemşire, imam, kasiyer vb…aklınıza ne gelirse işte… Herkesi çok seviyorum. Her bir insan hayatıma bir şeyler katıyor. Olumlu ya da olumsuz. Bu yüzden iletişim kurduğum veya kurmak zorunda olduğum herkesin bende bir yeri var. Kiminin yeri çok önemli, gitmelerine izin vermiyorum, kapattım kapıları, benimle kalıyorlar. Kimileri ise daha az önemli ve olması gerektiği kadarından öteye gidemiyor paylaşımımız.
Kısacası tüm sıkıntılara rağmen hayatı, hayatın içindeki herkesi ve her şeyi çok seviyorum.

Bir kedinin gözlerinin içine sevgiyle bakmayı,
Bir hastanın elinden tutup onunla birlikte yürümeyi,
Bir çiçeği koklamayı, bir köpekten korkmayı seviyorum.
Yeni tanıştığım insanları ve eskiden beri benim yanımda olanları en önemlisi ailemi çok seviyorum.
Trafikte sıkışmayı,
Kahvaltı edememiş bir arkadaşıma simit ikram ederek onu gülümsetmeyi
Ve en çok şikayet ettiklerimden biri olan üniversite sınav dönemlerimi bile çok seviyorum.
Bir karıncayı ezmemek için ayaklarımın verdiği mücadeleyi,
İnsanları kırmayayım diye hep ince düşünüp davranmamı,
Bazen başkalarını çok düşünmekten kendime zaman ayıramayışımı dahi seviyorum.

Sevdiğim şeyler o kadar çok ki. Sayfalar yetmez anlatmaya. Yine lafı uzattım, artık bitireyim yapmayı en çok sevdiğim şeylerden biriyle yani gülümsemeyle J

Asla kaybetmek istemediğim gülüşüm; seni de çok seviyorum benim yüzümde ortaya çıktığın için.
Bu yazı da benim yüzümden… Bu kadar çok seversem olacağı bu… J

Hiç yorum yok: