Bu benim dünyam =))

89 yılının Şubat'ından beri ortalardayım,
Kendimce yaşıyorum,
Dünyamda herkese ve herşeye bir yer mutlaka bulunur.



11 Şubat 2011 Cuma

MEMLEKETİMDEYİM :)

11 Şubat 2011 ve artık evimdeyim. Çok mutluyum. Uzun bir maratondan sonra birkaç gün de olsa ailemle zaman geçirebildiğim için. Hayat şimdi daha güzel. İçim sevgi dolu.

5 Şubat 2011 Cumartesi

GÖZDEN DÜŞEMEYENLER

Dışına akıtamadığın gözyaşların içine yağan bir yağmursa ve sen arınamıyorsan, yeşeremiyorsa düşlerin, kurudukça ölüyorsan bu yağmur yıkamaz seni, yıkar. Yıkıldıkça ayağa kalkman zorlaşır ve zaman alır. Gözyaşların gökten düşen damlaların aksine içine düştükçe azalır bereketi. Ama vazgeçmez ağlarsın yine. Yıkanıp arınmış gibi yaparsın. Gibilerine bir yenisi eklenir. Biraz daha ezilirken…Ve gezinirken ruhunda fark edersin ki; yıkıntılarını kaldıracak bir sel baskını yoktur. Su hayat verir ama gözyaşı nefessiz bırakır. Akıttıkça boğulursun. Seni boğan damlalar gözden düşemezler, içine yol alırlar.
Kübist

4 Şubat 2011 Cuma

ÇALAR SAAT KURMA TAKINTISI

        Merhabalar =)
        Malum hepimizin cep telefonu var ve pek çoğumuz telefonlarımızın çalar saat özelliğini hemen hemen her gün kullanıyoruz.
        Benim bir takıntım var saat kurma konusunda. Çok uzun zamandan beri saati kurarken tam, buçuk veya çeyrek saatleri ayarlayamıyorum. Örneğin; 07:00, 15:30, 17:00, 09:45, 13:15 vb. gibi saatlerde kalkmayı ya da bir işe başlamayı asla istemiyorum ve bu özelliğim bana ilginç gelmeye başlıyor. Hani kimileri ders çalışmak için saat başını ya da buçuklu saatleri tercih eder ya. İşte buna benzetiyorum. Artık bu özelliğimin teşhisini koydum ve buna TAKINTI diyorum gerçekten. Saati kaça/kaçlara kurduğum konusunda örnek vermek gerekirse; 17:32, 07:06, 12:54, 09:18, 08:26, 20:23 vb.
       Sabahları aynı saatlerde kalkmama rağmen kurduğum saatler yine tutmaz birbirini. Diyelim ki 07:00 civarında uyanmam lazım; saatimi her gece farklı ayarlıyorum; 07:01, 06:55, 06:57, 07.03 gibi değiştirerek saati kurduğumda canım da sıkılmıyor. Belki de beynimin bir oyunu bu. Çünkü adeta oyun oynuyorum saatlerle. Çalar saati seven kimse yoktur herhalde. Ben de bu sayede işi biraz daha ilginç hale getiriyorum ve uyanamama sendromu diye birşey kalmıyor. Bilmiyorum iyi mi ediyorum kötü mü ama şu ana kadar herşey yolunda :)
Kübist